ÇEVRE FASLI MÜZAKERE SÜRECİ
Avrupa Birliği (AB) üyeliğinin getireceği birçok sosyal ve siyasi faydalar yanında AB’nin çevre politikalarını bütünsel bir yaklaşımla ele alma çabaları, Türkiye için önemli bir model oluşturmaktadır.
“Çevre” faslına ilişkin müzakere sürecinin ilk aşaması olan Tarama Toplantıları, 03-11 Nisan 2006 tarihinde Tanıtıcı Tarama ve 29 Mayıs-03 Haziran 2006 tarihlerinde Ayrıntılı Tarama Toplantısı olmak üzere tamamlanmıştır.
“Tarama Sonu Raporu” Avrupa Komisyonu tarafından hazırlanmış olup; “Tarama Sonu Raporu” (iki) 2 adet “Açılış Kriteri” içermektedir.
- Ulusal, bölgesel ve yerel seviyede gerekli idari kapasitenin oluşturulması ve gereken finansal kaynaklar için planlar da dahil olmak üzere, bu fasıldaki müktesebatın iyi koordine edilmiş şekilde kademeli olarak uyumlaştırılmasına, uygulanmasına ve uygulamanın etkili hale getirilmesine yönelik, aşamaların ve zaman çizelgelerinin de gösterildiği, kapsamlı bir strateji sunulması
- Türkiye’nin, AT-Türkiye Ortaklık Konseyi’nin kararlarına uygun olarak, ilgili çevre müktesebatının uygulanmasına dair yükümlülüklerini yerine getirmesi
Açılış kriterlerinin yerine getirilmesinin ardından, Çevre Faslında Açılış Kriteri Değerlendirme Raporu, 12.11.2009 tarihinde COREPER’de onaylanmıştır.
“Çevre Faslına ilişkin Müzakere Pozisyon Belgesi”nin resmi olarak Dönem Başkanlığına iletilmesini müteakip Çevre Faslı İsveç Dönem Başkanlığında 21 Aralık 2009 tarihinde Brüksel’de gerçekleşen Hükümetlerarası Konferansta müzakerelere açılmıştır. Çevre Faslı Avrupa Birliği Katılım Müzakerelerinde açılan 12. fasıl olmuştur.
AB Ortak Tutum Belgesinde, Çevre Faslına ilişkin olarak bir siyasi ve beş teknik olmak üzere altı tane kapanış kriteri belirlenmiştir:
- Türkiye, Türkiye-AB Ortaklık Anlaşması Ek Protokolü’nden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirir (siyasi kriter),
- Türkiye, sınır-ötesi unsurları da dahil olmak üzere AB’nin yatay ve çerçeve çevre mevzuatını uyumlaştırmaya yönelik mevzuatı benimser,
- Türkiye su kalitesi ile ilgili müktesebatı uyumlaştırmaya yönelik mevzuatı özellikle de Su Koruma Çerçeve Kanununu benimser; Nehir Havzaları Koruma Eylem Planları oluşturur ve bu sektörde uygulama mevzuatını benimsemek suretiyle yasal uyum alanında önemli gelişmeler kaydeder,
- Türkiye endüstriyel kirlilik kontrolü ve risk yönetimi alanlarındaki müktesebatı uyumlaştırmaya yönelik mevzuatı benimser,
- Türkiye, bu fasıldaki diğer sektörler için doğa koruma ve atık yönetimi dahil olmak üzere, “Ulusal, Bölgesel ve Yerel Düzeyde Gerekli İdari Kapasitenin ve Çevre Müktesebatının Uygulanması İçin Gerekli Mali Kaynakların Oluşturulması Planı” uyarınca mevzuat uyumunu sürdürür ve katılım tarihinde AB gereklerinin yürürlüğe konması ve uygulanması konusunda hazır olduğunu gösterir,
- Türkiye denetim hizmetleri de dahil olmak üzere, her düzeyde idari birimin kapasitesini geliştirmeye "Ulusal, Bölgesel ve Yerel Düzeyde Gerekli İdari Kapasitenin ve Çevre Müktesebatının Uygulanması İçin Gerekli Mali Kaynakların Oluşturulması Planı" çerçevesinde devam eder; çalışmaların koordinasyonunu iyileştirmeyi sürdürür ve bu faslın her sektöründeki müktesebatın yürürlüğe konulması ve uygulanmasını teminen katılımdan uygun bir zaman önce gerekli tüm idari yapıları oluşturduğunu gösterir.
Bakanlığımız görev ve yetki alanları kapsamında Avrupa Birliği müktesebatına uyum ve uygulama çalışmaları devam etmektedir.